5 Nisan 2012 Perşembe

Dişime Radyo Kaçtı Ya da Dişimde Radyo Var

Dişime Radyo Kaçtı 
 Ya da 
 Dişimde Radyo Var






Gold filling: Altın kaplama
Enomel: diş minesi
Rectifier crystol: alıcı dolgu maddesi
Nerve filoments: sinir iplikçikleri
Dental pulp: diş özü
Maxillary or mandibular nevre: diş siniri








Bazı nadir durumlarda insanların azı dişlerindeki dolgular radyo dalgalarını algılayabiliyor. Herhangi dalgasal akımın AM radyo dalgalarını yakalayabilmesi olanaklıdır. Azıcık aşınmış metal dolguların ya da elektrolitik bağlantının bile böyle bir olanağı vardır. Bu sistem set kristal ile çalışan radyo alıcısından çok da farklı değildir. Tekrarlamak gerekirse, metal diş dolgularının böyle bir işlevi olabiliyor. Tek sorun sadece son derece olasılık dışı olmasıdır. Ama eğer verici istasyona kısa bir mesafede bulunuyorsanız ve gezegenlerde bir ipe dizilmiş boncuklar gibi aynı sıraya dizilmişlerse… 1920’lerin başından itibaren bu olguyla ilgili söylentiler var.

John Smith
1961’de ön dişlerinden biri çürümüş ve oyulmuş. Böylelikle dişine, diş köküne pirinç telle tutturulmuş bir dolgu  yerleştirilmiş. Bundan sonra Bay Smith açık havada gezerken sıklıkla kafasının içinde çoğu o dönemin rağbet gören şarkıları olan müzik sesleri duymaya başlamış. Bay Smith müziği yumuşak fakat belirgin olarak tanımlıyormuş. Eğer iddia ettiği gibi radyoyu duyabiliyor olsa bile, sunucunun sesini ve reklamları hiç duymamış ve hangi radyo olduğunu da tanımlayamıyormuş. Bir iki yıl sonra Bay Smith yeni bir dişçiye gidince, dişine kablosuz bir dolgu yerleştirilmiş ve müzik sesi kesilmiş.

Jane Smith
1947 yılında Cleveland’dan Rhode Island’a trenle giderken, kafasında radyo sesleri duymuş. Bu deneyimi 10 dakika sürmüş. Hangi radyo kanalını dinlediğini anlayamamış ama reklamları ve sunucunun sesini duyduğunu hatırlıyormuş. O sıralar dişlerinde gümüş dolguları varmış. 






                                                                                                    Derleyen ve Çeviren: Evrim Baştuğ

Hiç yorum yok: